Blog

Galataport Jazz 2025, Boğaz manzarası eşliğinde müzikseverlere eşsiz bir caz yolculuğu sunuyor. Ücretsiz konserlerle sanat ve müzik İstanbul’da buluşuyor!
Furkan | 4 Haziran 2025 | 0 Comments

Galataport Jazz 2025: Boğaz manzarası ile Boğaz’da eşsiz bir müzik yolculuğu

Boğaz’ın Kalbinde Cazla Buluşma

Galataport Jazz 2025 ile İstanbul Yazına Sanatla Dokunuş

İstanbul’da caz dinlemek, sadece müzikle buluşmak değildir. Bu şehirde caz, tarihle, denizle, kalabalıkla, sokak lambalarıyla ve en önemlisi Boğaz’la birleşir. Bu benzersiz ruhun en etkileyici yansıması ise hiç kuşkusuz Galataport Jazz 2025 etkinliğinde hayat buldu. 14–15 Haziran tarihlerinde, İstanbul Jazz Festival kapsamında düzenlenen bu iki günlük açık hava müzik şöleni, binlerce müzikseveri Boğaz’ın kalbinde cazla buluşturdu.

Bu yazıda, Galataport’un cazla nasıl bir yaşam alanına dönüştüğünü, sahne alan sanatçıların bu atmosferde neler yaşattığını, festivalin İstanbul’un kültürel mirasına katkılarını ve neden istanbuljazzfestival.com üzerinden takip edilen bu etkinliğin her yazın vazgeçilmezi hâline geldiğini detaylarıyla ele alacağız.


Galataport: Şehrin Kalbinde Bir Sahne

İstanbul’un en ikonik bölgelerinden biri olan Karaköy’de yer alan Galataport İstanbul, tarihi dokuyu çağdaş mimariyle buluşturarak sadece bir yaşam alanı değil; bir kültür-sanat merkezi hâline geldi. Doğuş Meydanı’ndan Boğaz manzarasına uzanan bu sahil şeridi, özellikle yaz akşamlarında sanatla iç içe geçen atmosferiyle eşsiz bir deneyim sunuyor.

Galataport Jazz 2025, bu alanı gerçek anlamda bir açık hava caz sahnesine dönüştürdü. Boğaz’ın esintisiyle salınan notalar, tarihî yapıların duvarlarına çarparken, İstanbul bir kez daha sanatla bütünleşti.


İstanbul Jazz Festival’in Parlayan Yıldızı: Galataport Jazz

İstanbul Jazz Festival, her yıl şehrin farklı noktalarını cazla doldururken, son yıllarda en özel duraklarından biri Galataport oldu. istanbuljazzfestival.com aracılığıyla duyurulan programda Galataport sahnesi, yıldız sanatçılara ev sahipliği yapması ve halkın yoğun ilgisiyle ön plana çıktı.

Galataport Jazz 2025, iki güne yayılan zengin sahne programıyla cazın evrensel sesini İstanbul’a taşıdı. Üstelik konserler tamamen ücretsiz ve herkese açık olarak düzenlendi. Bu yaklaşım, müziğin demokratikleşmesi ve toplumsal katılım açısından büyük takdir topladı.


Festivalin Kalbi: 14 Haziran 2025 – Açılış Gecesi

Selen Beytekin ile Nostaljik Bir Açılış

Türkiye caz sahnesinin en saygın kadın vokallerinden Selen Beytekin, festivalin ilk akşamında sahneye çıktı. Onun sesi, Galataport’un taş dokusuyla Boğaz’ın serinliğinde birleşerek izleyicilere büyüleyici bir atmosfer sundu.

Selen Beytekin’in repertuarı, geleneksel caz standartlarından modern dokunuşlara kadar uzanarak her yaştan müzikseverin ruhuna hitap etti. Açılışın bu zarif tonu, festivalin ruhunu en baştan belirledi: Herkes için caz, herkes için sanat.

Oscar Jerome ile Ritmin Derinliği

Ardından sahneye çıkan Oscar Jerome, cazı funk ve soul tınılarıyla harmanlayan genç kuşak temsilcilerindendi. İngiliz müzisyen, enerjik sahne performansıyla özellikle genç izleyicilerden büyük alkış aldı.

Galataport Jazz sahnesi, Oscar’ın gitarıyla dans ederken, Boğaz kıyısındaki binlerce müziksever onun özgün tınısında kayboldu. Doğuş Meydanı’nda ritim ve bedenler bir oldu.

Benjamin Clementine ile Geceye Şiir

Ve ilk gecenin finalinde: Benjamin Clementine. Sanatçı kimliği sadece müzikle sınırlı olmayan; şiir, tiyatro ve piyanoyla sahneye ruh katan bir figür. Clementine’in performansı, Galataport Jazz 2025’in en unutulmaz anları arasında yer aldı.

Boğaz’ın kıyısında piyanoya eğilen Benjamin Clementine’in sesi yankılandığında, zaman durdu. Bu performansla Galataport sahnesi bir konser alanı olmaktan çıkıp, duygu ve düşüncenin iç içe geçtiği bir sahne sanatı platformu hâline geldi.Galataport Jazz 2025, Boğaz manzarası eşliğinde müzikseverlere eşsiz bir caz yolculuğu sunuyor. Ücretsiz konserlerle sanat ve müzik İstanbul’da buluşuyor!


15 Haziran 2025 – Kapanışta Sanatla Veda

Elif Çağlar: Cazın Zarafeti

Festivalin ikinci gününün açılışında Türkiye caz sahnesinin güçlü kadınlarından Elif Çağlar yer aldı. Uluslararası caz akademilerinden mezun olan ve kendi besteleriyle öne çıkan Çağlar, sesiyle Galataport sahnesini duygusal bir derinliğe taşıdı.

Onun performansı, özellikle gün batımında Boğaz’ın ışıkları altında yankılandığında izleyicilere bir konser değil, bir içsel yolculuk yaşattı.

Emma Smith: Cazla Dans

İkinci performans, İngiliz caz vokalisti Emma Smith tarafından gerçekleştirildi. Sahnedeki enerjisi, izleyiciyle kurduğu sıcak iletişim ve esprili tavırları ile Smith, festivale eğlence ve dinamizm kattı.

Emma Smith’in repertuarı, klasik caz parçalarından modern vokal doğaçlamalara kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyordu. Bu çeşitlilik, Galataport sahnesinin kapsayıcı yapısıyla örtüştü.

Richard Bona: Kapanışta Evrensel Bir Mesaj

Festivalin final performansı ise caz dünyasının yaşayan efsanelerinden Richard Bona’ya aitti. Grammy ödüllü sanatçı, sahneye çıktığı andan itibaren sadece müzik değil; yaşam, birikim ve tutku sundu.

Bona’nın performansı, Galataport sahnesinde sadece bir kapanış değil; bir teşekkür, bir selam, bir dostluk eliydi. Cazın evrensel dilini İstanbul’la buluşturan bu sahne, İstanbul Jazz Festival’in kalıcı etkisini temsil etti.


Galataport’un Sanatla Bütünleşen Mimarisi

Galataport İstanbul, sadece bir etkinlik mekânı değil; başlı başına bir sanat projesi. LEED Platinum sertifikalı yapılar, tescilli binaların restorasyonu ve kültürle iç içe kurgulanan mimarisiyle, bu alan bir yaşam sahnesine dönüşmüş durumda.

Festival boyunca:

  • İstanbul Modern ve MSGSÜ Resim ve Heykel Müzesi gezilebilir,

  • Tarihi yapılar (Çinili Han, Paket Postanesi) ışıklandırma eşliğinde keşfedilebilir,

  • Gastronomi duraklarında dünya mutfağının en özel tatları deneyimlenebilir,

  • Tasarım butiklerinde İstanbul’a özgü hediyelikler bulunabilir.

Tüm bu öğeler, Galataport Jazz deneyimini çok katmanlı ve zengin kılar.


İstanbul Jazz Festival ile Uyumlu Bir Ritim

Galataport Jazz, sadece bir konserler dizisi değil; İstanbul Jazz Festival’in temel felsefesini sahaya taşıyan bir yansımasıdır. Festivalin öne çıkan değerleri şunlardır:

  • Erişilebilir sanat: Ücretsiz ve herkese açık konserler

  • Uluslararası iş birlikleri: Dünya çapında sanatçılar

  • Çevre duyarlılığı: Sürdürülebilir yapılar ve yeşil etkinlik alanı

  • Kapsayıcılık: Her yaştan, her profilden izleyiciyi aynı çatı altında buluşturmak

Tüm bu değerlerin tek bir noktada bir araya geldiği yer ise Galataport’tur.


Katılım ve Ulaşım Bilgileri

Tarih: 14–15 Haziran 2025
Yer: Galataport İstanbul – Doğuş Meydanı
Katılım: Ücretsiz ve herkese açık
Ulaşım:

  • Tramvay: Karaköy veya Tophane istasyonları

  • Vapur: Beşiktaş – Karaköy hattı

  • Metro: Şişhane durağından kısa yürüyüş

  • Özel Araç: Galataport otoparkı kullanılabilir

📌 Detaylar ve program güncellemeleri için:
🌐 istanbuljazzfestival.com


Sonuç: Boğaz’ın Kalbinde Büyüleyici Bir Buluşma

Boğaz’ın Kalbinde Cazla Buluşma, sadece bir festival başlığı değil; İstanbul’un sanatla attığı kalbin ritmidir. Galataport Jazz 2025, İstanbul Jazz Festival’in özetiydi: evrensellik, kapsayıcılık, estetik ve duygu.

Bu iki günlük müzikal yolculukta, sanatçılar sahnede; izleyiciler ise ruhlarında yeni notalar keşfetti. Boğaz, bir kez daha müziğe kulak verdi. Ve İstanbul, cazla yeniden doğdu.

🎷 Ritmi Boğaz’da yakala. Sanatla bir ol.
📍 Galataport Jazz 2025 – Doğuş Meydanı
🌐 istanbuljazzfestival.com

Eşsiz Manzara, Büyüleyici Notalar

Galataport Jazz 2025 ile Boğaz’ın Kıyısında Sanat Dolu Akşamlar

İstanbul… Dünyanın en etkileyici şehirlerinden biri. Tarihi, dokusu, insanı ve ritmiyle kendine has bir kimliği var. Bu şehirde gün batımıyla birlikte yükselen bir müzik varsa, o sadece ses değil; şehre ruh katan bir dokunuştur. Galataport Jazz 2025, tam da bu ruhu taşıyan bir etkinlik olarak İstanbul’un yaz akşamlarını cazın büyüleyici notalarıyla sarıp sarmaladı.

14–15 Haziran tarihlerinde Doğuş Meydanı’nda gerçekleşen bu eşsiz festival, İstanbul Jazz Festival kapsamında düzenlenen en görkemli açık hava etkinliklerinden biri olarak binlerce izleyiciyi kendine çekti. Üstelik konserler ücretsiz ve herkese açık olarak gerçekleştirildi.

Bu yazıda, Galataport’un büyüleyici manzarası eşliğinde düzenlenen bu caz şölenini tüm yönleriyle keşfedecek; sahne alan sanatçılardan mimari dokusuna, İstanbul Jazz Festival ruhundan müzikal deneyime kadar her ayrıntıyı değerlendireceğiz.


Galataport Jazz: İstanbul’un Sanatla Atan Kalbi

Galataport Jazz, her yıl İstanbul’a kültür, müzik ve estetik getiren bir sanat duruşudur. Sadece konser değil; bir deneyim, bir şehir kültürü ve bir duygu akışıdır. 2025 yılında ikinci kez düzenlenen bu festival, hem yerli hem de yabancı sanatçıları İstanbul’da aynı sahnede bir araya getirerek cazın evrensel gücünü bir kez daha kanıtladı.

Galataport sahil şeridinde, İstanbul’un Boğaz’a en güzel bakan noktalarından birinde gerçekleşen konserler, katılımcılara sadece müzik değil; eşsiz bir görsel ve duygusal atmosfer sundu.


Festivalin Sahnesi: Boğaz’ın Işıkları, Tarihin Göğsünde Notalar

Doğuş Meydanı, Galataport İstanbul’un kalbinde, Boğaz’ın serin esintisine açılan etkileyici bir meydan. Açık hava konserleri için özel olarak düzenlenen bu alanda, festival boyunca ışık, ses, doğa ve şehir aynı noktada buluştu.

Boğaz’dan gelen hafif rüzgârın arasında sahneye çıkan sanatçılar; İstanbul’un tarihî dokusunu ve Galataport’un modern mimarisini arka plana alarak, notalarını bu eşsiz tabloya işledi.


14 Haziran 2025 – İlk Gece: Açılışta Zarafet ve Tutku

Selen Beytekin ile Duygusal Bir Giriş

Festivalin açılışı, Türkiye caz sahnesinin en değerli vokalistlerinden biri olan Selen Beytekin ile gerçekleşti. Beytekin’in sesi, Galataport’un akustiğiyle bütünleşerek adeta havaya bir caz bulutu bıraktı.

İzleyiciler yalnızca melodileri değil, duyguları da dinledi. Açılışta hissedilen zarafet ve samimiyet, festivalin ruhunu belirleyen en önemli unsur oldu.

Oscar Jerome ile Sahneye Enerji Geldi

İkinci performans, İngiliz caz gitaristi ve prodüktörü Oscar Jerome’a aitti. Funk, soul ve cazın güçlü bir karışımını sunan Jerome, sahne enerjisiyle izleyicileri adeta ayağa kaldırdı.

Doğuş Meydanı’ndaki kalabalık, onun parçalarında yalnızca izleyici değil; ritme katılan bir orkestraydı adeta. Genç izleyicilerden büyük alkış alan bu sahne, Galataport Jazz’ın kapsayıcı yapısını da ortaya koydu.

Benjamin Clementine ile Geceye Nokta

Gecenin finalinde sahneye çıkan Benjamin Clementine, müziği şiirle birleştiren, sahnede adeta bir tiyatro kuran eşsiz bir sanatçıydı. Clementine’in her hareketi, notaların ötesinde bir sanat eseri gibiydi.

Boğaz’ın ışıklarının altında, piyanoya eğildiği anda sessizlik Boğaz boyunca yayıldı. Gecenin sonunda alkışlar sadece performansa değil; yaşanmış duygulara, paylaşılan anlara ve müziğin evrensel gücüneydi.


15 Haziran 2025 – Final Gecesi: Müziğin Doruk Noktası

Elif Çağlar ile Gün Batımı Cazı

İkinci günün açılışında sahne alan Elif Çağlar, cazın akademik yönünü zarafetle birleştiren nadir sanatçılardan biri olarak gecenin ruhunu belirledi. Queens College’dan mezun olan ve Sheila Jordan’ın öğrencisi olan Çağlar, İstanbul’un kültürel zenginliğini müziğiyle sahneye taşıdı.

Boğaz kıyısında yükselen melodiler, gün batımıyla bütünleşerek görsel ve işitsel bir şölen oluşturdu. Çağlar’ın performansı, Galataport Jazz 2025’in en şiirsel anları arasında yer aldı.

Emma Smith ile Ritim Zirveye Çıktı

İkinci sırada sahneye çıkan Emma Smith, cazın eğlenceli yüzünü temsil eden performansıyla geceyi hareketlendirdi. Genç vokalist, sahneye taşıdığı özgüven, dinamizm ve interaktif iletişimle izleyiciyi sahneyle bütünleştirdi.

Doğuş Meydanı’nın kalabalığı, Smith’in parçalarına alkışlarla ve dansla eşlik etti. Festival, müziğin birleştirici gücünü en net biçimde bu sahnede gösterdi.

Richard Bona ile Sonsuza Açılan Bir Final

Ve kapanış… Boğaz’ın üstünde yükselen yıldızlar altında sahneye çıkan Richard Bona, sadece bir sanatçı değil; bir müzik elçisiydi. Grammy ödüllü sanatçı, yalnızca teknik ustalığıyla değil; sahnedeki insani sıcaklığıyla da izleyicinin kalbini fethetti.

Bona’nın sesinde Kamerun’dan İstanbul’a uzanan evrensel bir yolculuk vardı. Onun performansı, Galataport Jazz 2025’in yalnızca bir konser olmadığını; bir kültürel ve duygusal buluşma olduğunu kanıtladı.


Galataport’un Mimarisiyle Bütünleşen Sanat

Festivalin başarısında Galataport’un mekânsal ve estetik yapısı büyük rol oynadı. Modern mimarinin tarihî dokuya zarar vermeden tasarlandığı bu alan, konserlerle birlikte tam anlamıyla bir kültür vadisine dönüştü.

Katılımcılar festival süresince:

  • İstanbul Modern ve MSGSÜ Resim ve Heykel Müzesi’ni gezdi,

  • Restorasyonu tamamlanan tescilli yapıları keşfetti,

  • Gastronomi alanlarında dünya mutfağının seçkin örneklerini tattı,

  • Tasarım butiklerinden anı hediyelikler aldı.

Bu çok yönlü deneyim, Galataport Jazz’ı yalnızca bir caz etkinliği değil; bir yaşam festivali hâline getirdi.


İstanbul Jazz Festival ile Uyumlu Vizyon

Galataport Jazz, İstanbul Jazz Festival’in evrensel sanat vizyonuyla birebir örtüşen bir etkinliktir. Herkesin katılımına açık olması, ücretsiz oluşu, uluslararası sanatçılarla çalışılması ve İstanbul’un sosyal dokusuna hitap etmesiyle bu festival; sanatın herkes için olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Festivalin dijital yüzü olan istanbuljazzfestival.com da bu bütünlüğü pekiştirdi. Sanatseverler, site üzerinden sanatçılar hakkında bilgi aldı, program takibini yaptı ve festival deneyimini genişletme fırsatı buldu.


Katılım ve Ulaşım Bilgileri

Etkinlik Tarihleri: 14–15 Haziran 2025
Yer: Galataport İstanbul – Doğuş Meydanı
Katılım: Ücretsiz ve herkese açık
Ulaşım:

  • Tramvay: Tophane / Karaköy istasyonları

  • Vapur: Beşiktaş-Karaköy, Kadıköy-Karaköy hatları

  • Metro: Şişhane istasyonuna yürüme mesafesi

  • Araç: Galataport otoparkı ve çevresel park alanları mevcut

🎟️ Etkinlik detayları ve güncellemeler için:
🌐 istanbuljazzfestival.com


Sonuç: Eşsiz Manzara, Büyüleyici Notalar

Galataport Jazz 2025, sadece konserlerin toplamı değil; İstanbul’un kalbine işlenmiş bir sanat yolculuğuydu. Boğaz’ın kıyısında, yıldızların altında, farklı kültürlerden gelen sanatçıların ortak dilinde bir araya gelmek, bu şehre yakışan bir festival deneyimi sundu.

Müzik, Boğaz’dan geçerken sadece kulaklara değil; şehre, ruhlara ve anılara da dokundu.

🎷 Eşsiz manzarada büyüleyici notalarla buluşmak için Galataport’ta yerini al!
📍 Doğuş Meydanı – Galataport İstanbul
🌐 istanbuljazzfestival.com

Galataport Sahnesinde Cazın Yolculuğu

İstanbul Jazz Festival’in En Parlak Durağı Galataport Jazz 2025

Caz, sadece bir müzik türü değil; bir yolculuktur. Bir nota diğerine dokunurken, geçmişle bugün, doğaçlama ile teknik, birey ile toplum arasında bir bağ kurar. İstanbul gibi çok katmanlı, çok kültürlü bir şehirde bu yolculuk daha da derinleşir. İşte bu yüzden Galataport Jazz 2025, yalnızca bir konserler dizisi değil; şehrin ruhuna işleyen bir sanat serüvenidir. İstanbul Jazz Festival kapsamında düzenlenen etkinlik, Boğaz’ın kıyısında cazın sesini gökyüzüne taşıdı.

14–15 Haziran tarihlerinde gerçekleşen bu özel festival, Galataport’un Doğuş Meydanı’nda, tarihî dokunun içinde, modern İstanbul’un nefes aldığı noktada müzikseverlerle buluştu. Üstelik tüm konserler ücretsiz ve herkese açık olarak gerçekleştirildi.

Bu yazıda, Galataport sahnesinde cazın İstanbul’daki yolculuğunu, festivalin mimari, kültürel ve müzikal boyutlarıyla birlikte; sanatçılar, sahne atmosferi ve toplumsal katılımla nasıl bir deneyime dönüştüğünü detaylıca aktaracağız.


Cazın Yolculuğu İstanbul’da Neden Özel?

Caz, Amerika’da doğmuş olabilir ama İstanbul’da yankısı başka olur. Çünkü bu şehir; doğu ile batının, tarih ile geleceğin, klasik ile çağdaşın iç içe geçtiği bir sahnedir. Bu nedenle İstanbul Jazz Festival, dünya caz takviminde ayrıcalıklı bir yer tutar. Ve son yıllarda bu festivalin kalbi Galataport Jazz ile atmaya başlamıştır.

istanbuljazzfestival.com üzerinden tüm dünyaya duyurulan bu etkinlik, Boğaz manzaralı bir sahnede cazın evrensel seslerini birleştirir.


Galataport Sahnesi: Müzik İçin Tasarlanmış Bir Alan

Galataport İstanbul, yalnızca bir sahil hattı değil; sanatla yaşayan bir kamusal alan. 1.2 kilometrelik sahil boyunca uzanan bu özel proje, hem tarihî dokuyu korur hem de çağdaş bir kent vizyonu sunar. Doğuş Meydanı ise bu alanın kalbi. Açık hava etkinlikleri için özel olarak tasarlanan bu meydan, Galataport Jazz 2025’in en önemli sahnesine dönüştü.

Seyirciler tarihi Paket Postanesi’nin gölgesinde, bir yanda denizi, diğer yanda müziği izledi. Bu manzara sadece estetik değil; aynı zamanda bir kültürel katılım manifestosu sundu.


Galataport Jazz 2025: İki Günde Cazın Evrensel Hikâyesi

14 Haziran 2025 – Açılışta Cazla İlk Temas

Selen Beytekin ile Zarif Başlangıç

Festivalin ilk gecesi, Türkiye caz sahnesinin güçlü kadın vokalistlerinden Selen Beytekin ile açıldı. Onun sesi, Galataport’un taş duvarlarında yankılandığında izleyiciler konser değil, bir seremoniye tanıklık etti. Notalar, Boğaz’ın rüzgârına karıştı ve İstanbul bir caz başkentine dönüştü.

Oscar Jerome ile Modern Cazın Gücü

Sahneye çıkan ikinci isim İngiliz müzisyen Oscar Jerome oldu. Funk, soul ve cazı ustalıkla harmanlayan Jerome, özellikle genç izleyicilerin ilgisini topladı. Sahnedeki doğaçlamaları ve enerji dolu gitar solosuyla cazın klasik çizgisini yeni nesil tınılarla buluşturdu.

Benjamin Clementine ile Geceye Damga

Açılış gecesinin finalinde, dünya çapında tanınan şair, besteci, vokalist ve piyanist Benjamin Clementine vardı. Onun performansı, kelimenin tam anlamıyla teatral bir konser deneyimiydi. Boğaz’ın üzerine düşen notalar, Clementine’in sesiyle birlikte birer duyguya dönüştü. Gecenin sonunda alkışlar, sadece bir şarkı için değil; yaşanmış bir sanat deneyimi içindi.


15 Haziran 2025 – Kapanışta Ustalıkla Yolculuğun Finali

Elif Çağlar ile Güneş Batarken

İkinci günün ilk performansında, Türkiye’nin ilk uluslararası caz vokalistlerinden Elif Çağlar sahnedeydi. Sheila Jordan’dan aldığı eğitim ve Queens College mezuniyetiyle hem teknik hem duygusal açıdan kusursuz bir konser sundu.

Elif Çağlar, hem doğaçlama yeteneği hem de Türkçe ve İngilizce repertuarıyla izleyicilere Boğaz kıyısında bir akşamüstü şiiri yaşattı.

Emma Smith ile Ritmin Zirvesi

Sıradaki sahne, İngiltere caz sahnesinin genç ve parlak yıldızlarından Emma Smith’e aitti. Enerjisi, sahne hâkimiyeti ve repertuar çeşitliliği ile meydandaki atmosferi zirveye taşıdı. Smith’in parçaları sırasında izleyiciler hem dans etti, hem de Boğaz’ın geceye karışan havasında müzikle bütünleşti.

Richard Bona ile Sonsuzluğa Açılan Final

Ve kapanışta: Grammy ödüllü bas gitarist, besteci ve vokalist Richard Bona. Kamerun’dan çıkan, dünyanın dört bir yanında sahne alan Bona, Galataport’ta yalnızca bir konser vermedi; müzikle İstanbul’a teşekkür etti.

Sahnedeki her anı izleyiciyle paylaşan Bona, performansı boyunca cazın, Afrikalı müziğin, funk’ın ve doğaçlamanın en güzel örneklerini sergiledi. Onun notaları Boğaz’a döküldüğünde, izleyiciler müziğin evrensel bir dil olduğuna bir kez daha inandı.


Galataport: Müzik, Mimari ve Kültürün Kesişim Noktası

Galataport sahnesi, sadece bir konser alanı değil; mimariyle müziğin bütünleştiği bir kültür koridoru. Festival boyunca izleyiciler:

  • İstanbul Modern ve MSGSÜ Resim ve Heykel Müzesi’ni gezdi,

  • Çinili Han, Merkez Han gibi tescilli yapıların gece ışıklandırmaları eşliğinde tarihî keşfe çıktı,

  • Dünya mutfağına ait restoranlarda gastronomik molalar verdi,

  • Tasarım butiklerinde festival temalı alışveriş deneyimi yaşadı.

Bu çok katmanlı yapı, Galataport Jazz’ı sıradan bir açık hava etkinliği olmaktan çıkararak bir sanat festivali düzeyine taşıdı.


İstanbul Jazz Festival ile Ortak Vizyon

Galataport Jazz, İstanbul Jazz Festival’in temel misyonunu sahaya taşır:

  • Sanatı herkes için erişilebilir kılmak

  • Uluslararası sanatçılarla kültürel bağ kurmak

  • İstanbul’un yaratıcı potansiyelini görünür kılmak

  • Her yaştan ve her kesimden bireyi sanata dâhil etmek

Bu vizyon doğrultusunda, etkinlik tüm detaylarıyla istanbuljazzfestival.com üzerinden duyurulmuş; dijital platformda izleyici ile sanat arasında bir köprü kurulmuştur.


Katılım ve Ulaşım Bilgileri

Tarih: 14–15 Haziran 2025
Yer: Galataport İstanbul – Doğuş Meydanı
Giriş: Ücretsiz ve herkese açık
Ulaşım Alternatifleri:

  • Tramvay: Karaköy veya Tophane durağından kısa yürüyüş

  • Vapur: Beşiktaş – Karaköy hattı

  • Metro: Şişhane istasyonu

  • Araç ile gelenler için: Galataport kapalı otoparkı veya çevre otoparklar

Program ve güncellemeler için:
🌐 istanbuljazzfestival.com


Sonuç: Bir Sahne, Bir Şehir, Bir Yolculuk

Galataport Sahnesinde Cazın Yolculuğu, sadece notaların değil; duyguların, kültürün ve insanın yaptığı bir yolculuktur. İstanbul Jazz Festival’in bu eşsiz sahnesinde, iki gün boyunca binlerce insan müzikle yeniden buluştu, kendini yeniden keşfetti.

Galataport Jazz 2025, İstanbul’un sesini yükselten; müziği Boğaz’a taşıyan; kültürü halka indiren bir sahneydi. Şimdi o yolculuk tamamlandı ama etkisi hâlâ kulaklarda, kalplerde ve hafızalarda.

🎷 Cazla İstanbul’u yaşa. Galataport’ta yeniden buluşmak üzere…
📍 Galataport Jazz – Doğuş Meydanı
🌐 istanbuljazzfestival.com

Sanatla Dolu Yaz Akşamı Deneyimi

Galataport Jazz 2025 ile Boğaz’da Cazın Büyüsü

Yaz akşamları İstanbul’da başka olur. Gün, Boğaz’a nazır batarken şehir bir başka yüzünü gösterir. Tarihi taş duvarlar, serin rüzgar, deniz kokusu ve gökyüzünde süzülen notalar… Eğer o akşam Galataport Jazz 2025 sahnesi kurulmuşsa, o gece sadece bir konser değil, tam anlamıyla bir sanatla dolu yaz akşamı deneyimi yaşanır.

14–15 Haziran 2025 tarihlerinde Galataport İstanbul’da düzenlenen bu etkileyici etkinlik, İstanbul Jazz Festival kapsamında gerçekleşti ve Boğaz kıyısında sanatın ve müziğin halkla buluşmasına ev sahipliği yaptı. Konserlerin tümü ücretsiz ve herkese açık olarak gerçekleştirildi. Böylece sanat, sınır tanımadan şehrin kalbine yayıldı.

Bu yazıda, Galataport Jazz’ın iki günlük festival ruhunu, sahne alan sanatçıları, mekânın atmosferini, seyircinin deneyimini ve neden İstanbul’un sanat takviminde bu etkinliğin özel bir yere sahip olduğunu detaylı bir şekilde keşfedeceğiz.


Galataport: Sanatla Nefes Alan Bir Alan

İstanbul’un kültürel mirasını geleceğe taşıyan en özel projelerden biri olan Galataport İstanbul, yalnızca bir mimari dönüşüm değil; bir yaşam alanı, bir sahne, bir kültür merkezi. 1.2 kilometrelik sahil şeridi boyunca uzanan bu alan; modern yapılarla tescilli tarihî binaları bir araya getirirken, yaz gecelerinde sanatla canlanıyor.

Doğuş Meydanı, bu festivalin kalbi olarak tasarlandı. Denizle sahnenin buluştuğu bu açık alan, Galataport Jazz 2025’in ritmine hayat verdi. Etrafındaki restoranlar, müzeler ve butiklerle birlikte, bu meydan sanatla yaşayan bir ekosistem sundu.


İstanbul Jazz Festival’in Yeni Durağı: Galataport Jazz

İstanbul Jazz Festival, Türkiye’nin en köklü uluslararası müzik etkinliklerinden biri. Her yıl şehirdeki farklı mekânlarda düzenlenen konserlerle cazın farklı türlerini ve sanatçılarını İstanbullu sanatseverlerle buluşturuyor. Galataport Jazz, bu festivalin yıldız durağı hâline geldi.

istanbuljazzfestival.com üzerinden duyurulan program sayesinde katılımcılar önceden sanatçılardan haberdar oldu, konser saatlerini planladı ve Galataport’un sunduğu olanaklarla dolu dolu bir festival deneyimi yaşadı.


14 Haziran 2025 – Açılış Akşamı: Notalarla Başlayan Yaz Gecesi

Selen Beytekin ile Yumuşak Bir Başlangıç

Festivalin açılışında sahne alan Selen Beytekin, Türkiye’nin caz vokal geleneğinin güçlü temsilcilerinden biri. Sahnedeki zarafeti, sesiyle yarattığı duygusal atmosfer ve repertuar seçimiyle Galataport’un cazla ilk temasını başlattı. Gün batımıyla başlayan bu konser, yazın ilk akşamında izleyiciyi büyüledi.

Oscar Jerome ile Ritim Yükseldi

İkinci sahne, İngiltere’den gelen genç yetenek Oscar Jerome’a aitti. Funk, soul ve cazı bir araya getiren özgün tarzı ile Oscar, sahnede dinleyicilerle doğrudan temas kurdu. Özellikle genç izleyicilerden büyük alkış toplayan sanatçı, cazın modern ve enerjik yüzünü temsil etti.

Benjamin Clementine ile Geceye Veda

Açılış gecesinin kapanışını ise dünyaca ünlü sanatçı Benjamin Clementine yaptı. Sahneye adım attığı anda meydandaki tüm dikkat onun üzerindeydi. Piyanosu, sesi ve teatral performansıyla Clementine, Boğaz kıyısında unutulmaz bir atmosfer yarattı. Galataport sahnesi adeta bir tiyatroya dönüştü.


15 Haziran 2025 – Kapanış Akşamı: Duygu ve Coşku Bir Arada

Elif Çağlar ile Gün Batımı Cazı

İkinci günün ilk sahnesi, Türkiye’nin uluslararası caz sanatçılarından Elif Çağlar’a aitti. Queens College’dan mezun olan ve Sheila Jordan’dan dersler alan Çağlar, teknik ustalığını duygusal bir vokalle birleştirerek İstanbul’un Boğaz kıyısında yankılanan ezgilere hayat verdi.

İzleyiciler, Galataport’un tarihi taş zemininde, Elif Çağlar’ın notalarıyla geçmişle günümüz arasında yolculuğa çıktı.

Emma Smith ile Sahne Canlandı

İngiltere’nin genç caz vokalisti Emma Smith, sahneye çıktığı anda izleyiciyi canlandırdı. Şarkılar arasında kurduğu interaktif diyaloglar, doğaçlama yeteneği ve güçlü vokaliyle geceye eğlenceli bir enerji kattı.

Ritimler yükseldi, alkışlar hızlandı, izleyiciler dans etmeye başladı. Smith, cazın sadece dinlenmediğini; yaşandığını bir kez daha gösterdi.

Richard Bona ile Finalde Evrensel Bir Ses

Festivalin kapanışında ise müziğin sınır tanımayan ismi Richard Bona vardı. Grammy ödüllü bas gitarist ve vokalist, Kamerun’dan İstanbul’a uzanan müzikal yolculuğunu Galataport sahnesinde tamamladı. Onun sahne enerjisi, teknik ustalığı ve samimiyetiyle birleştiğinde festivalin zirve noktası yaşandı.

Bona, sadece bir konser vermedi; İstanbul’a müziğin evrenselliğiyle teşekkür etti.


Mekânsal Deneyim: Galataport’un Sanatla Harmanlanmış Alanları

Galataport Jazz 2025, sadece konserleriyle değil; mekânsal organizasyonu, kültürel yapısı ve çok boyutlu deneyim alanlarıyla da fark yarattı. Katılımcılar:

  • İstanbul Modern ve MSGSÜ Resim ve Heykel Müzesi’ni gezme fırsatı buldu,

  • Çinili Han, Merkez Han gibi tescilli yapıları keşfetti,

  • Festival arasında dünya mutfağından restoranlarda lezzet molaları verdi,

  • Tasarım dükkanlarından özel hediyelik ürünler aldı.

Galataport, sanatın yalnızca sahnede değil; her adımda hissedildiği bir alan sundu.


İstanbul Jazz Festival ile Sanatın Demokrasiyle Buluşması

Galataport Jazz, İstanbul Jazz Festival’in temel değerlerini sahaya taşıdı:

  • Erişilebilirlik: Konserler ücretsiz ve halka açık şekilde düzenlendi.

  • Uluslararası Sanatçılar: Dünya çapında isimler aynı sahnede buluştu.

  • Toplumsal Katılım: Farklı yaşlardan, sosyal geçmişlerden insanlar birlikte müzikle bir araya geldi.

  • Sürdürülebilirlik: Galataport’un çevreci yapısıyla sanatın geleceğe aktarımı desteklendi.

Bu yaklaşım, müziği ayrıcalıklı bir etkinlik olmaktan çıkararak, yaşanabilir bir kültür deneyimi hâline getirdi.


Katılım ve Ulaşım Bilgileri

Tarih: 14–15 Haziran 2025
Yer: Galataport İstanbul – Doğuş Meydanı
Katılım: Ücretsiz ve herkese açık
Ulaşım:

  • Tramvay: Karaköy ve Tophane durakları

  • Vapur: Kadıköy ve Beşiktaş’tan Karaköy iskelesi

  • Metro: Şişhane istasyonu yürüme mesafesinde

  • Araç: Galataport otoparkı ve çevrede park imkânları mevcut

📍 Tüm detaylar ve etkinlik programı için:
🌐 istanbuljazzfestival.com


Sonuç: Sanatla Dolu Yaz Akşamı Deneyimi Unutulmaz Kaldı

Galataport Jazz 2025, bir konserler dizisi olmanın ötesinde; İstanbul’un ruhunu yansıtan bir sanat deneyimiydi. Sahneye çıkan her sanatçı, Galataport’un mimarisine, Boğaz’ın manzarasına ve yaz akşamının büyüsüne notalarını işledi.

İzleyiciler yalnızca müzik dinlemedi; İstanbul’un sanatla atan kalbinde yaşadı, paylaştı ve hissetti. Galataport sahnesinde cazın, şehrin ve insanların hikâyesi birleşti. Ve o gece, bir notanın ardından başka bir yaz hayali bırakıldı.

🎷 Yazın sesini Galataport’ta dinledin mi?
📍 Galataport Jazz – Doğuş Meydanı – İstanbul
🌐 istanbuljazzfestival.com

Leave a Comment

Your email address will not be published.